Müslüman mahallesinde salyangoz veya yabancı damat

Yunansever medyanın millete salyangoz yutturma gayretleri artık vaka-yı adiyeden sayılır oldu. Bu çabalar bazen bir haber cümlesinin satır aralarından ("filistinli, ıraklı, çeçen, islamcı teröristler" gibi ifadelerle) bize sırıtırken, bazen de onlarca bölümlük dizilerle karşımıza dikiliyor. Bu meseleye değinen mütevazi bir yazıyı alıntıladık.

Yabancı damat ve haç takan manken

Alperen Polat

Dört bir yandan kuşatılmışlığın bir kolu da kültür kuşatmasıdır. Kültürel kuşatma, siyasi, ekonomik ve askeri kuşatmalar gibi gözle görülür, elle tutulur ve sonuçları kısa bir zamanda kendini hissettirir cinsten değil. Kültürel kuşatma uzun bir sürece yayılmış olup, toplumun can damarını hedef alır.
Türkiye’de son 15 yıldır ciddi bir kültür erozyonu yaşanıyorsa bunun sebebi ABD ve Avrupa’nın yoğun ve aralıksız bir şekilde yürüttükleri kültürel kuşatmadır.
“Televole kültürü” olarak da adlandırılan erozyona uğramış kültürümüzün en önemli temsilcileri dizi kahramanları ve mankenler!
AKP hükümeti marifetiyle devletin magazinleştirilmesiyle bağlantılı olarak, kültürel erozyon sonrasında toplum ve değerlerimiz de magazine kurban edildi.
Televizyon ratinglerinden de anlıyoruz ki, toplumun önemli bir kesimi televole ve magazin programlarını izliyor. Bu izleyici kitlesinin en bariz özelliği de, izlediklerinden kolayca etkilenebilmeleri.
Toplum hızla dejenere ediliyor, dini, ahlaki ve kültürel değerleri tahrip ediliyor. Bu yapılırken de, mankenler ve televizyon dizileri başrolleri oynuyor.
Somut iki örnekle toplumdaki kültürel yozlaşmaya manken ve televizyon dizilerinin nasıl çanak tuttuklarını gösterelim.
Birinci olay, “Yabancı Damat” isimli bir televizyon dizisi… Bu dizide Yunanlı bir erkekle, Türk bir kızın sözde aşk hikayesi anlatılıyor. Gaziantepli Türk kızıyla Atinalı Niko evlenmeye karar veriyor. Aileleri de bu evliliğe ilk başta karşı çıksa da sonradan razı oluyorlar. Bu evliliğe karşı çıkan bir tek kişi var, o da kızın dedesi. Dedenin gerekçesi; Hıristiyan Yunanlı’dan damat olmayacağı inancı. Yunanlı damadın önce Müslüman olması gerektiğini söyleyen dedeye, dizide uygun görülen statü ise gerçekten çok ilginç: Hafif meşrep sıyrık, fosilleşmiş görüşleri dile getiren, hoşgörüden ve insanlıktan nasibini almamış tam bir barbar Türk!
Yani Türk – İslam değerlerini dile getiren Türk dede, bu dizinin en antipatik karakteri olarak çıkıyor karşımıza.
Damat Hıristiyan olmuş, ne önemi var, önemli olan aşk!
İşte bu tema üzerine kurulu dizi Yunanistan’da da gösterime girmiş ve izlenme rekorları kırıyormuş. Kırar tabi, onlar için rahatsız edici, akaidlerine ters bir durum sözkonusu değil. Hem bu sıralar iyice moda olan, Türk– Yunan dostluğu mavalıyla da birebir örtüşüyor bu dizi.
Bu diziden hareketle Televole programlarında mankenlere mikrofon uzatılıp şu sorunun sorulmasına ne diyeceksiniz: Hıristiyan bir erkekle evlenir misiniz, kilisede düğün yapar mısınız?
Verilen cevaplarda sürpriz yok: Tabi ki evlenirim, kilisede neden düğün yapmayacakmışım!
İkinci olay ise Didem Taslan isimli bir mankenin çıktığı defilede taktığı haç hadisesi.
Bu manken Müslüman olduğunu söylüyor ancak haç takıyor. Sadece bu manken değil birçok manken bu şekilde haç takıyor. Özenti mi dersiniz, başka bir şey mi bilmem ama bu mankenin giydiklerini giyen, taktıklarını takan, hareketlerini taklit eden binlerce genç kız olduğu bir gerçek.
Haç takan bu manken üzerinden, Türkiye’deki kültürel yozlaşmanın hangi boyutlara ulaştığını görmek mümkün.
Birilerinin Şanlıurfa’da üst düzeyde gerçekleştirdiği Hıristiyan bir erkekle Müslüman bir kadını evlendirme tezgahının, daha geniş kitleleri etkileme potansiyeline sahip formatı Yabancı Damat isimli bu televizyon dizisiyle gerçekleştiriliyor.
Mankenin taktığı haç ve Yunanlı Hıristiyan Niko ile evlendirilen Türk kızı İslam’ın Protestanlaştırılması yolunda atılan adımlardan sadece iki tanesi…
Maalesef devamı ve fazlası var…
***
Özür:
Dünkü yazımızın son paragrafında “AB’ye karşı olduğunu bangır bangır söyleyen gerçek muhalefet” cümlesi sehven “AB’ye karşı olmadığını...” şeklinde yazılmıştır. Tüm okurlarımızdan özür dileriz.

Comments