Dünya Düzeni - NATO'da 57 yıl


NOT:
Banu Avar'ın Türkiye üzerinde yürütülen Batı ve ABD operasyonlarıyla ilgili tespitleri çok önemli. Ancak ABD'nin dini kendi emelleri için bir araç olarak kullanmış olması, dinin millet için vaz geçilmez bir unsur oldugu gerçegini değiştirmez. Tıpkı, yine ABD'nin, ordumuz içindeki bir takım unsurları harekete geçirerek darbe yaptırmış olması, ülkemizin orduya ihtiyaç duydugu gerçegini değiştirmediği gibi. Banu Avar'ın bunu iddia ettiğini sanmıyorum, ancak böyle bir şerh konmamış olması yanlış anlamalara yol açabilir.

Banu Avar --Dünya Düzeni- Nato'da 57 YIL art televizyonu yayınından..

Türkiye kendisini, kuruluşandan 20 yıl sonra aynı noktada bulacaktı!

Türkiye’ye korku salınmış ve psikolojik operasyon üzerinden şekillendirilmeye başlanmıştı. Psikolojik savaş, Dünyaya yalan bilgi yayma kampanyasıydı. 50 yıl sonra, gizlilik süresi bitince, bu kampanyanın nasıl planlandığı Amerikalı bilim adamlarınca açıklandı. Aynı zamanda bir CIA ajanı olan, Christopher Simpson editörlüğünde 9 bilim adamı, Amerika’nın toplumları nasıl korkunun hükümranlığına soktuğunu belgeliyorlardı. Araştırmaya göre hedef ülkelerde yöneticiler, eğitimciler, üniversiteler Amerika’ya itaatkâr birimler ve öncüler haline getirilmişti. Bunun için Pentagon, CIA ve tüm Amerikan vakıfları ortak çalışma yürütmüşlerdi.

Christopher Simpson Türkiye’nin Batı'lı kalıpta itaatkâr nesiller yetiştirecek bir laboratuar ülke olduğunu yazmıştı. Türkiye’de Amerikan çıkarları doğrultusunda çalışacak, politika, ekonomi, Ordu istihbarat ve akademik alanlarda itaatkâr öncü bir tabaka yaratılması planlanmıştı. Sosyal bilimleri finanse eden bir dizi vakıf ABD istihbaratının paravan kuruluşlarıydı. Amaç Türk aydınını, içinde bulunduğu toplumla karşı karşıya getirmek ve toplumsal bağlarını koparmaktı.

Neden mi? Nedenini yıllar sonra Amerikan istihbaratından Zalmay KHALİLZAD açıklıyor:

"Amerika için gündemin ilk maddesi enerji güvenliğidir. Bu açıdan Türkiye, İran Körfezi, Kafkasya ve Orta Asya’da ki önemli petrol ve gaz kaynaklarına yakınlığıyla eşiz bir konumdadır."

...
Lozan anlaşmasını bu güne kadar yok sayan Amerikan’ın Temsilciler Meclisi üyesi William UPSHAW 1927’de ağzından köpükler saçıyordu:

“Lozan anlaşması, Timurlenk kadar hunhar, Korkunç İvan kadar sefih ve kafatasları piramidi üzerine oturan Cengiz Han kadar kepaze olan bir diktatörün, zekice yürüttüğü politikasının bir toplamıdır. Bu canavar savaştan bıkmış bir dünyaya, tüm uygar uluslara onursuzluk getiren bir anlaşmayı kabul ettirmiştir. Buna her yerde Türk Zaferi dediler! Dünya parlamentolarını bu anlaşmayı kabule ikna ettiler ve büyük sermaye grupları, ticaret erbabı ve bazı din temsilcileri bile Türkiye’yi uygar uluslar masasında, uluslar arası bir konuk durumuna yükselterek,Amerika’yı yüksek ülkülerinden uzaklaştırmada birleştiler. ”

Comments