İsmet Özel’in “Ceviz Kabuğu” programında yaptığı konuşmadan

İsmet Özel’in “Ceviz Kabuğu” programında yaptığı konuşmadan… Flash TV/ 10 Haziran 2005  


Türkiye 1071’den sonra ikinci kez vatanlaştırılmış bir toprak parçasıdır. Bu topraklar iki kere vatan kılındı. Üçüncü kez vatan kılınma fırsatı da olmayacak. * Türkiye’de bir millet yaşıyor mu? Yaşıyorsa bu milletin bir milli ufku var mı? * 1918 yılında, 1. Dünya Savaşı bittiği zaman, dünya sistemi dediğimiz yapılanmanın lordları, dünyadan İslamiyet’in bir siyasi organizasyon ve bir askeri güç olarak silindiği kanaatindeydiler. Bu kanaat İstiklal Harbi’nin verilmesiyle, verilmesi suretiyle bozuldu. * Türkiye Cumhuriyeti’nin varolması, dünyada İslamiyet’in bir siyasi organizasyon ve bir askeri güç olarak mevcudiyetinde hala direnmiş olduğu görüşünü yaşattı. * Memleketinin dışında kendine anlam bulmaya çalışan, memleketini gizliyordur. * İnsanlar insanlıklarını topraklarına borçludurlar. * Biz Müslümanlar enternasyonal bir zihniyeti mevzi ve vatana ilişkin bir zihniyete dönüştürmüş insanlarız. Aynı namazda Allah Resulü kıblemizi değiştirdi. Biz Kudüs’e, yani enternasyonal bir başkente dönerek ibadet ediyorduk. Ama namaz içinde yönümüzü Kudüs’ten Kâbe’ye çevirdik. Bu şu demektir: Herkes vatanını esas alarak Kâbe’ye dönmelidir. * Düşünülüyor ki bazı çevreler tarafından, eğer AB’ye girebilirsek, AB bizi devlet olarak kabul ederse, o zaman gene şu toprak bütünlüğümüz belki birkaç kilometrelik fedakârlıkla korunabilir; yaptıklarını bu korunma endişesi içinde yapıyorlar. * Ben gençlik düşüncelerime hiçbir zaman ihanet etmedim. * Türkiye sosyalist olmadı, çünkü Türkiye Sosyalist olacak, öyleyse ben bundan bir istifade sağlayayım diyen insanlar hareketin yönetim alanını işgal ettiler. Aynı şey İslamiyet için de oldu. Bugünkü yönetime bakın, bunların hemen hemen hepsi, 70’li yılların şeriatçısı insanlar. Sonradan ne oluyorsa değişiyorlar. Ama onlar Türkiye’de İslamiyet’in Türkiye için kazanç getirici bir uygulamasını istediklerinden dolayı değil, dünya sistemi Türkiye’ye İslami bir don biçecek, öyleyse ben de burada iyi bir yer alayım diyen insanlar o arabaya atladılar, sonra dünya sistemi mırın kırın edince bunlarda mırın kırın bir yönetim sağladılar burada. * Benim hayatım bir aşamadan bir aşamaya açılımlı ve zenginleşerek geçiyor. * Türk kelimesinin bu memleketin aleyhine kullanıldığı zamanlarda ben Türk kelimesini sıklıkla zikretmedim. Ama Türklük ne manaya gelir, bunu insanlar anlasın diye düşündüğümde dilimden Türk kelimesi eksik olmamaya başladı. * Benim durduğum yer durulması gereken yerdir. * Ben dünyanın en önemli yerinin Türkiye olduğuna inandığım için Türkiye’de yaşamakla dünyanın merkezinde olduğumu düşünüyorum. * Türkiye dünyada gerek sosyolojinin, gerekse siyaset biliminin çizdiği çerçeve, yaptığı sınırlama içinde bir yere oturtulabilecek bir ülke değil. Türkiye modern dünyanın oluşumunda özel bir rol oynamış bir ülkedir. O yüzden Türkiye başka ülkelerin kendilerine aradıkları yollardan birini benimseyerek bir çözüme kavuşamaz. * Müslümanların ilkiyim ben. Eğer İslamiyet’in vazgeçilmezliği konusunda kendinize bir yer biçmişseniz Müslümanların ilki sizsiniz. Bir tane Müslümanların ilki olması şart değil. Herkes Müslümanların ilki olabilir. Şu mânâda ki, İslamiyet insanoğlunun aslî vasfını kazandırır insana, diyorsanız o zaman Müslümanların ilki sizsiniz. * Dünyada yaşayan Müslümanların önemli bir kısmı kendi dinleri hakkında şuura sahip değiller. Aslında kendi dinlerine sahip de çıkmıyorlar. Daha da ileri gideyim, saygı da göstermiyorlar kendi dinlerine. * Benim okuyucularım arasında bana gerçekten yürekten yakınlık duyan insanlar var. Onlar beni anlamış insanlar. Bu insanların çoğu da çevrelerinde iyi bilinen insanlardır. 

* Şu anda Türkiye’de dünyanın güçlü odaklarının söylenmesini istediği şeyleri söyleyenler söz söylüyormuş gibi görünüyor. 

* Türkiye’de Yunus Emre’den bugüne kadar oluşmuş bir insan tipi var. Fakat bu henüz kendi şuuruna varmış bir insan tipi değil. 

* Türkiye’de iki tip insan var. Bunlardan ilki takma dişli tilkidir, diğer kısmı da dişleri sökülmüş olan tilkilerdir. Bugün Türkiye’de takma dişli tilkilerle dişleri sökülmüş dişliler kavga ediyorlar. Millet falan filan yok ortada. Orijinal dişi olan yok. Yani dişli bir millet yok ortada. 

* Kâfirle çatışmayı göze alan Müslüman’a Türk denir. 

* Türkiye’de Türk olmuştur, Türk Türkiye’yi yapmıştır. 

* Türklük tarihsel bir roldür. Dünyaya İslamiyet’in kılıcı olmaları yüzünden ortaya çıkmış bir millete Türk denir. 

* Mustafa Kemal’in vasfı nedir? Mustafa Kemal uzun yıllar, Atatürk olmadan önce ne olarak anıldı? Gazi. Gazi kimdir? Gaza etmiş olandır, kâfirle savaşmış olandır. Mustafa Kemal bu ülkede yer sahibi olmak için Gazi hazretleri olmak mecburiyetindeydi. Onun için biz Türkler İslamiyet’in kılıcı olmadan hiçbir şey değiliz. İslamiyet’in kılıcı olmayan insana Türk denmez. 

* Türkiye Cumhuriyetini kurabilmek için, İslamiyet’in kılıcı olan Türkler olarak, dünya şartlarında belli kabul edilebilirlikler aramak zorundaydık. Bunu her kritik dönemdeki devlet adamları yapar. Fidel Castro hukuken tanınabilmek için Birleşmiş Milletler’de konuşma yaptı ve İngilizce olarak “We are not Communist” diye bağırdı. Çünkü o sırada Küba’nın yeni yönetimini kabul ettirmesi gerekiyordu. Ama bugün dünyada kala kala bir tek komünist ülke Küba kaldı. 

* Allah Türkleri diğer milletlerden üstün yarattı. Diğer milletler varlıklarını ya yükünü taşıdıkları kavmiyete veyahut Kapitalizme borçludur. Dünyada sadece Türkler millî vasıflarını Müslüman olmalarına, İslam’ın kılıcı olmalarına borçludurlar. Bu yüzden de Allah diğer milletlerden üstün yaratmıştır Türkleri. 

* Dünyada İtalyan site devletleri içinde Kapitalizmin temelleri atılırken, bizim yaşadığımız topraklarda Kapitalist olmayan bir yaşama biçimi güç ve hatta parlaklık kazanmıştır. Daha sonra biz elimizde olan şeyin kıymetini bilmediğimiz için dünyanın süngüsü düşük toplumlarından biri haline gelmişiz. 

* Millet milli dayanışmayı gerektiren bir şeydir. Bir devletin tebaası olmak asla millet olmak için kâfi gelen bir şey değildir. 

* Bana sorarsanız dünyada hala İslamiyet adına bir ümit varsa bu Türkiye’dedir. 

* Türkiye Cumhuriyeti, Türkiye Cumhuriyeti olabilmeyi İslam devleti olmak suretiyle başarmıştır. 

* TİP 1965’te seçime girerken duvarlara yapıştırdığı afişlerde şu yazılıydı: “Kula kulluk yetsin artık!” Bu İslami bir slogandır. 

* Biz hep zor zamanda yaşıyoruz. Ve buna vakit geçirmeden karar vermemiz lazım. Bugün Türkiye cumhuriyetinin varolmasını, İstiklal Harbi’nin gerçekleşmesini mümkün kılan şartlar zorlanıyor. Üzerinde yaşadığımız bu topraklar hala Türkiye olarak adlandırılacak mı? Bu soru vahim bir soru olarak şiddetini artırıyor şu gün. 

* Şu anda kimlik krizinin ne hal alacağı meselesi, Türkiye’nin hala Türkiye olarak kalıp kalamayacağı meselesiyle birleşmiş durumdadır. Bunu eğer millet, kendi şuuruna vararak aşamazsa battı balık yan gider. Bunu hiçbir siyasi manevrayla aşamayız. 

* Eğer bu ülkede yaşayan insanlar millet olma şuurunu yüksek kültürle destekleyecek bir kıvamı tutturamazlarsa bu iş bitmiştir. 

* Bir milletin şuuru başkası tarafından hediye edilebilir bir şey değildir. Bir millet kendi şuuruna kendisi varır. 

* Türkçe dediğimiz dil, Türkiye’de Yunus Emre’nin büyük katkısıyla oluşturduğumuz, Arapça ve Farsça’nın istikamet tayin ettiği bir dildir. 

* Benim temel endişem bir şair olarak emek verdiğim kültürün dünya sahnesinden silinip gitmesine engel olmaktır. Bunun da ancak Türkiye’de bir milli şuurun doğması ile gerçekleşeceğine inanıyorum. 

* Türkiyenin durumu çok farklı. Türkiye kendi ayakları üzerinde durabilecek bir ülke olma etkinliği göstermiş mi? Böyle bir imkân var mı? Bunları önüne alması gereken bir ülke. Ama hiç böyle bir derdi yok. Avrupa Birliği’ne girmezse önceden Türkiye’yi yiyenler yemeye devam edecek, Avrupa Birliği’ne girerse yeni yiyenler çıkacak. Böyle bir dert varmış gibi görünüyor. 

* Türkiye’nin Hıristiyanlaştırılmasını bir süreç olarak görüyorum. Tehlike değil, bir süreç ve işliyor. Türkiye’nin Hıristiyanlaştırılması Türkiye’nin ortadan kalkması demektir. 

* Ne demek ‘Kutlu Doğum Haftası’? Bunu Diyanet yapıyor değil mi? Mevlüd Kandili bile Fatih Sultan Mehmed zamanında olmuş. Bizim böyle Hıristiyani bir kavramla bağımız olmaması lazım. Biz Resulullah’ın doğum gününü niye bu kadar öne çıkaralım ki? Hıristiyanlar İsa’nın doğumunu öne çıkarıyorlar; çünkü onlar İsa’nın Tanrı olduğuna inanıyorlar. Dolayısıyla Tanrı’nın doğması onlar için önemli bir şey. Doğal olarak Hıristiyanlar Hz. Meryem için Tanrı’nın annesi derler. Bizim böyle bir derdimiz var mı? İslam’da bunun adı bid’attır. 

* Ben Türkiye’nin bir İstiklal Harbi vermiş olmasını bir başlangıç olarak düşünüyorum. Türkiye’nin Osmanlı Devleti’nin elde kalan son toprak parçası olmadığını, Türkiye’nin gaza beyliklerinden bu yana ikinci defa İstiklal Harbi sebebiyle vatanlaştırıldığını söylüyorum. Ondan sonra ne olduğunu adım adım kafamızda netleştirebilirsek o zaman atılacak adımı da fark ederiz. 

* Ben bir medeniyet düşmanıyım. Medeniyetin insanlara hayır temin etmediğini düşünüyorum. İstiklal Marşı’na ne kadar bağlı olduğumu az önce söylemiştim. Tıpkı o marşta söylenildiği gibi: “Medeniyet dediğin tek kişi kalmış canavar” olarak algılıyorum onu. İslam medeniyeti diye bir şey varsa onun da pek makbul bir şey olmadığını düşünüyorum. Biz Türklerin büyük bir ahlaki değeri temsil ederek medeniyet karşısında varlık gösterdiğine inanıyorum ve bundan sonra da yapılacak şeyin bu istikamette bir şey olduğunu düşünüyorum. 

* Biz bu topraklarda bir millet olduk ve bu toprakları diğer milletler arasında gıpta edilir bir duruma getirmek için de bir şeyler yüklenmemiz gerektiğini düşünüyorum. 

* Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bugüne kadar toplumun önüne bir hedef koyup bu hedef için bir takım sıkıntıları göze alma çabası göstermediği görüşündeyim. Bütün hastalığımızın bundan ibaret olduğunu düşünüyorum. 

* Amerika yandaşı olmak bence başlı başına bir zulümdür. 

* Eğer Amerika demek dolar hâkimiyeti demekse, Amerika demek Kapitalizm demekse, serbest Pazar ekonomisi demekse, küreselleşme demekse, bir insanın Amerika karşıtı olması onun görevidir. 

* Ben hiçbir zaman Amerikan yandaşı olmadım. 

* Biz İstiklal Harbi dolayısıyla dünyaya yeniden gelmiş bir milletiz. Çünkü biz bu toprakları dar’ül- İslam haline getirmiş, dolayısıyla vatan haline getirmiş bir milletiz. Bir millet milletliğini vatanından alır. 

* Önce vatan sonra millet. Çünkü bu devletin yetkilileri bu milletten her zaman korktu, rahatsız oldu ve onu yeni bir kendi tasarladığı biçime sokmak istedi. 

* Türkiye’de siyasal İslam, sıhhatli bir siyasi gelişmenin engellenmesi için tezgâhlanmış bir şeydir. Bu başörtüsü meselesi siyasal İslam’ın kendine halk içinde bir dayanak bulması için başvurduğu bir araçtır. 

* 12 Mart 1971’den sonraki 1973 seçimleri, Adalet Partisi’nin oylarını bölmek için tek yol olan İslami bir seçeneğin ortaya çıkartılmasıyla yapıldı. 12 Mart muhtırasının halk tarafından nasıl karşılandığını görmemek için Türkiye’ye soktukları bir siyasi alternatif bu. Bu alternatif başörtüsünü canlandırdı. Daha doğrusu başörtüsünün canlanmasını kendi siyasi yürüyüşünün bir aracı haline getirdi. Başörtüsü Türkiye’de siyasi olarak varlık sahibi olmuş bir şeydir. Daha sonra bu başörtüsünün çok ciddi İslami dönüşümlerin bir kolaylaştırıcısı olabileceğini fark eden insanlar buna bir sınır koymak istediler. Ondan sonra da bu iş tuhaf bir mecraya girdi.

Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.

© www.ismetozel.org

Comments